Ünlü İngiliz yazar ve gazeteci “Graham Greene“nin “İstanbul Treni” isimli romanı İş Bankası Kültür Yayınları’nın Modern Klasikler Dizisinden yeni bir baskı yaptı. Kitabı dilimize Hüseyin Gündoğdu çevirmiş. 1904 yılında doğmuş. Uzun bir ömrün ardından 1991 yılında hayatını gözlerini yummuş. Oxford’ta okuyor Graham Greene. İlk kitabı bir şiir kitabı. Bu kitabın yayınlanmasının ardından gazeteciliğe geçiyor. Sinema ve edebiyat eleştirileri yazıyor. Edebiyat eleştirmenlerinden genelde pek roman yazarı çıkmaz ama Graham Greene bunun istisnalarından. Polisiye, casusluk gibi konuların ekseninde gelişen ama ahlaki ve siyasi meseleleri irdelemekten de geri durmadığı romanları 20. yüzyılın en çok satan kitapları arasına girdi. Bir kısmı filme de çekildi.
Burada sözünü ettiğimiz İstanbul Treni akıcı olay örgüsü ile bir gerilim romanı. Ancak diğer taraftan da daha derin ahlaki temeli ile dikkat çekiyor. Sadakat, insanın kendisine ve başkalarına karşı görevleri, ülkesine bağlılığı, Graham Greene’nin ırkçılık ve komünizm üzerine kafa yoğurduğu romanın başlıca temaları arasında. Roman Ostende’den tren ile yolculuğa çıkan ve son durağı İstanbul olan bir grup insanın başından geçen enteresan olayları anlatıyor. Sene 1930’lar. Antisemit Avrupa’da yolculuk yapan bir yahudi, koyu bir komünist ve devrimci, o güne dek hiç yakalanmaması ile övünen usta bir hırsız ve katil, karşı cinse ilgisi ve cinsel tercihinin o yıllarda hoş karşılanması mümkün olmayan sürekli içki içen alkolik bir kadın gazeteci ve bir revü kızı. Trene değişik sebeplerle binen bu birbirinden çok farklı insanların kaderleri bu yolculuk ile birleşiyor.
İyi okumalar diliyoruz.