“Emre Kongar“ın “İstanbul – 1940’lar’dan Bugüne Efsaneler Anılar İzlenimler” isimli kitabı Remzi Kitabevi’nden çıktı. Emre Kongar kimdir eserleri nelerdir göz atalım. Reşit Emre Kongar 1941 yılında İstanbul’da doğmuş. Anne babası felsefe öğretmeni imiş. Liseyi Şişli Terakki Lisesinde, üniversiteyi ise Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Bölümü’nde bitirmiş. 1964 yılında BM bursu ile Sosyal Bilimler eğitimi için ABD’ye gitmiş. 1966’da Michigan Üniversitesi Sosyal Çalışma Yüksek Okulu’ndan master ünvanı ile mezun olmuş. 1966’da yurda dönmüş ve Hacettepe Üniversitesinde Sosyal Çalışma dersleri vermeye başlamış. Bir süre Nüfus Etüdleri Enstitüsü’nde uzmanlık yapmış ve ilk ulusal Nüfus Planlaması Sempozyumunu düzenlemiş. 1969’da ‘İzmir’de Kentsel Aile’ adlı tezi ile doktor olmuş. 1976-1979 yılları arasında, Hacettepe Üniversitesi adına Turizm ve Tanıtma Bakanlığı Turizm Planlaması Genel Müdürlüğü’nde danışmanlık yapmış. Beş Yıllık Planların hazırlanmasında görev almış. 12 Eylül 1980 darbesinde sakalını kesmesi istenmiş ancak ‘Sakal benim eşimin egemenlik alanıdır, devletin egemenlik alanı değildir’ sözüyle efsane olmuş. Çeşitli kuruluş ve gazetelerde uzun süreler çalışmış. 1992 yılında Kültür Bakanlığı Müsteşarı olmuş. 1996 yılında Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’ne geri dönmüş. Bir süre sonra buradaki görevinden de ayrılan Kongar halen çeşitli medya kuruluşları için televizyon programları hazırlamakta.
İstanbul – 1940’lar’dan Bugüne Efsaneler Anılar İzlenimler’in özetine gelirsek; Emre Kongar okuyucuları hatıralar ile renkli bir İstanbul yolculuğuna çıkarıyor. Bu yolculukta bu kadim şehrin kültürel etkinliklerle zenginleşmiş tarihi ile birlikte sanatçıların da buna etkisi anlatılmakta. 1950’li yıllardan itibaren genişleme adına şehirdeki bir çok tarihi yapının yıkılıp yerlerine estetikten yoksun binaların yapılması, katledilmiş orman ve yeşil alanların hikayeleri bulunmakta.
Emre Kongar Cumhuriyet Kitap’taki söyleşisinde Gamze Akdemir’e kitapla ilgili şunları söylemiş: İstanbul’da Çarşıkapı’da Caddeüstünde eski İstanbul’un gerçek kent kültürü ile ve Çengelköy tepelerinde padişahlar için düzenlenmiş köşkler bahçeler içinde büyüdüm. Çarşıkapı’da, Kapalıçarşı’ya, sahaflara, Beyazıt Meydanı’na, Çemberlitaş’a, Çengelköy’de de yeşilliklere, çam, ıhlamur, ceviz ağaçlarına, meyve bahçelerine, boğaz manzarasına aşık oldum. Beni İstanbul’a tutsak eden bu aşk kent kültürünün zarafeti ve Çengelköy tepelerinden görünen boğazım güzellikleri ile harmanlanmış olan çocukluğum ve gençliğimdir. İstanbul ile ilgili kitapları seven okurların severek okuyacağı bir kitap.
İyi okumalar diliyoruz.