Dünyada 40 ayrı dile çevrilen ve 55 ayrı baskısı yayımlanan ödüllü yazar “Tara Westover” in “Talebe” isimli kitabı Domingo Yayınevi’nden çıktı. Kitabı dilimize Duygu Akın çevirmiş. Kitabın özetine geçmeden önce Tara Westover kimdir eserleri nelerdir kısaca tanıyalım. Tara Westover 27 Eylül 1986’da Clifton, Idaho, ABD’de doğmuş. Yedi çocuklu bir ailenin en küçüğü olan Westover ailesinin (Mormon) yaşam tarzı ve inanışları gereği doktor veya hemşire olmadan evde doğmuş. Ailesinin tutucu olması sebebiyle okul yıllarında çok sıkıntı çekmiş, doğru düzgün eğitim alamamış, kendi kendini eğitmiş. Üniversiteyi Brigham Young Üniversitesi’nde okuyan Tara Westover 2008’de buradan onur derecesiyle mezun olmuş. Daha sonra Cambridge Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamlamış. Gates Bursu ile 2010 yılında Harvard Üniversitesi’nde bir süre kalan Westover 2014’te tekrar Cambridge Üniversitesine geri dönmüş.
Tara Westover 2009 yılında Cambridge’de yüksek lisans öğrencisi iken ailesi ve büyük erkek kardeşi tarafından fiziksel ve psikolojik olarak 15 yaşından beri istismara uğradığını söyledi. Ailesi bu iddiaları reddederek Westover’ın Şeytan’ın etkisi altında olduğunu öne sürdü. Tara Westover’ın kitapları New York Times’ın en çok okunan kitaplar sıralamasında yer almıştır. Birçok ödül kazanan Westover LA Times Kitap Ödülü, PEN America’dan Jean Stein Kitap Ödülü ve Ulusal Kitap Eleştirmenleri Daire Ödülü gibi birçok ödülün sahibidir.
Talebe’yi Tara Westover kendi yaşamından yola çıkarak yazmış. Biyografisinde de bahsetmiştik. Ailesi Mormon. Mormonlar İncil’in insan tarafından değiştirildiğini ve bu yüzden kendi kitaplarının kutsal olduğunu iddia eden içlerine kapanık bir topluluk. Böyle aşırı muhafazakar bir aile ve topluluğun içinde büyüyen Tara bir süre sonra nasıl kayıp biri olarak yaşadığını anlıyor. Bunu fark etmesi ile hayatı ve ailesi arasında bir seçim yapmak zorunda kalıyor. Bağnaz bir toplumdaki yaşam tarzından sıyrılarak kendisini Amerikan rüyasının içine atan genç bir kızın öyküsü Talebe.
Kitabın tanıtım bültenine de yer verelim “Tara Westover’ın bir doğum belgesi olmadı. Okul kaydı yoktu çünkü hayatında hiçbir sınıfa ayak basmamıştı. Tıbbi dosyası yoktu çünkü babası tıp biliminden ziyade kıyamete inanıyordu. Çocukluğunda Mormon babasının bağnazlığa, erkek kardeşinin şiddete teslim oluşunu izledi. Ve on altı yaşına geldiğinde Tara kendi kendini eğitmeye karar verdi. Bilgiye duyduğu açlık onu Idaho’nun dağlarından çok uzaklara, okyanusların ötesine, bir kıtadan diğerine, Harvard’dan Cambridge’e taşıdı. Neden sonra aklına şu soru düştü: “Acaba fazla mı uzağa gittim?”, “Eve dönmenin hâlâ bir yolu var mı?”
İyi okumalar diliyoruz.