“Sezgin Irmak“ın “Kara Kapan” isimli korku romanı Portakal Yayınları‘ndan çıktı. Kara Kapan’ın konusuna değinmeden önce yazar Sezgin Irmak kimdir eserleri nelerdir tanıtalım. Sezgin Irmak 1986 yılında İstanbul’da doğmuş. Süleyman Demirel Üniversitesindeki lisans eğitiminin ardından radyoculuk yapmaya başlamış. Daha sonra gazetecilik yapmaya başlayan Sezgin Irmak ulusal medyada 7 yıl çalışmış. Gazete ve dergilerde köşe yazarlığı yaparken senaryo üzerine eğitim de alan yazar senaryo ekiplerine katılarak ortak çalışmalar yürütmüş. Reklam ajanslarında kreatif direktörlük de yapan Sezgin Irmak daha sonra büyük bir medya şirketine genel müdür olarak atanmış. Bir süre burada görev yaptıktan sonra Kültür Sanat isimli dergiyle tekrar eski mesleğine dönen yazar ilk çalışması olan Zehr-i Bal’ı yazmış. Zehr-i Bal’ın ardından devam serisi olan Mühr-ü Kalp ve Sırr-ı Sevda’yı da yayınlayan Sezgin Irmak halen yazarlığın yanısıra dizi, sinema ve tiyatro oyunculuğu da yapmakta. Sezgin Irmak’ın yayımlanmış diğer iki kitabı Aşka Af Yok ve Cesaret.
Kara Kapan’ın Özeti:
Kara Kapan konusu itibarıyla korku gerilim türünde bir kitap. Okurlara tehlikeli bir kapanın, bir labirentin içinden dışarıya bakmayı anlatıyor. Kara Kapan, ana karakter Kenan’ın ailesini kaybetmesinin ardından intikam yemin etmesi ile başlıyor. Kenan organları çalmak için insanların tıkıldığı kapana giriyor ama girmeden önce kendisine verileceğini tahmin ettiği ilaçlar için hazırlıklar yapıyor. Bir balonun içine hapları dolduruyor ve balonu iple midesine sarkıtıyor. Önce kaçıyor peşindekilerden daha sonra labirente girmenin tek yolunun yakalanmak olduğunu bildiğinden bilerek yakalanıyor. Her şeyin planladığı gibi gideceğini düşünürken her şey ters gitmeye başlıyor. Önce midesindeki ilaçlar kayboluyor. Hafızasına erişemiyor. Pek çok şeyi hatırlayamıyor ve bunun çaresizliği ile boğuşuyor. Paradokslar, içinden çıkılmaz zihin oyunları ve takıntılarla yoğrulmuş bu sürükleyici kitabı bir çırpıda okuyacağınızı düşünüyoruz.
Kitabın tanıtım bülteninde şu ifadelere yer verilmiş:“Tek başıma, içinde hür olduğumu zannettiğim zihnimde koftiden bir kolektif benlikle karşılaşıyor, ilk kez bu kadar karmaşık ve çıkılmaz bir labirent olduğunu keşfediyorum. Sanki hataların altından kalkamadığında hazır olda uyanmayı bekleyen bir tür sentetik ikinci ben, tüm düşüncelerimi kucaklayıp mikserliyor.”
İyi okumalar diliyoruz.