“Burak Aksak“ın yeni öykü kitabı “Ben Orada Değildim Üstelik Siz de Yoktunuz” Küsurat Yayınları’ndan çıktı. Ben Orada Değildim Üstelik Siz de Yoktunuz ‘nın özetine geçmeden önce Burak Aksak kimdir kısaca tanıyalım.
Burak Aksak Kimdir
Burak Aksak 1985 yılında İstanbul’da doğmuş. Orta öğrenimini İstanbul Koca Mustafa Paşa Lisesinde tamamladıktan sonra 2006 yılında Plato Film Okulunda eğitimine devam etmiş. İlk senaristlik denemesi Selçuk Aydemir’le birlikte yazdığı Ramazan Güzeldir isimli diziyle yapmış. Daha sonra Leyla ile Mecnun ve Ben de Özledim dizilerinin senaristliğini yapmış. 2015 yılında Bana Masal Anlatma isimli ilk sinema filminin hem senaryosunu yazmış hem de yönetmiş. Daha sonra Kara Bela ve Dede Korkut Hikayeleri serisini yazıp yönetmiş. 2017 yılında Küsurat Yayınları’nı kurmuş. Kitapları: Bana Masal Anlatma, Leyla İle Mecnun.
Ben Orada Değildim Üstelik Siz de Yoktunuz’un Özeti
Ben Orada Değildim Üstelik Siz de Yoktunuz’da 6-7 sayfadan oluşan 36 kısa öykü bir araya getirilmiş. Öyküler sıradan insanların öyküleri. Yazar öyküler için dünümü, bugünümü ve söyleyemeyip kafama taktığım her şeyi bu kitapta yazıya döktüm diyor. Ben Orada Değildim Üstelik Siz de Yoktunuz Burak Alsak hayranlarının severek okuyacağı bir kitap.
Ben Orada Değildim Üstelik Siz de Yoktunuz’ un Tanıtım Yazısı
Kitabın tanıtım yazısında şu ifadelere yer verilmiş. “Ben bu dünyanın düzenini değiştirecek olan kişiyim. Sizlerin kahramanlarınızı öldürmeye geldim. Çünkü kahramanın olduğu yerde zulüm de var. Tüm kahramanlık hikayeleri yapılan zulümleri meşrulaştırma çabalarıdır . Kahramanlarınızı öldürün yahut bırakın. Yoksa bunu sizin yerinize ben yaparım. Ama öncelikle, fazla İstanbulkart’ı olan var mı?”
Belki de yaşam bir şeylere yetişmeye çalışırken, kaçırdığımız anların anıların toplamıydı. Biraz dursak ve düşünsek hayatın sırrına erecektik belki de. Veya aklımızı kaybedecektik kendimizi dinlemekten. Caddelerde, sokaklarda gezinirken üstümüze üstümüze gelen insan selinde boğulmamak için girdiğimiz, saptığımız ara yol denize çıkacaktı da. Oh be, dünya varmış diyecektik. Dünya varmış. Yaşamın değerini anlayacaktık bir-iki deniz gördük diye. Daha sonra biz daha ne olduğunu anlamadan yol uzadıkça uzayacaktı. Kendimizi hemen bırakamayacaktık bir kenarda. Düşüncelerimizle, duygularımızla, aşklarımızla, ümitlerimizle yürüyecektik. Heyecan mı? Kim kaybetmiş ki heyecanı, bizim karşımıza çıkıversin. Bizim ümidimiz bize yeter aslında. Daha önce gitmediğimiz yerlere gidecek, varlığından bile haberdar olmadığımız yaşamların içine girecektik. Görmezden geldiğimiz insanlarla göz göze gelecektik. Duymak istemediklerimizi bağırmaya başlayacaktı şehir. Karşılaştığımız durumlar bazen bizi güldürürken bazen de içimizi titretecekti. “Ah be,” neydi, derken bulacaktık kendimizi.
Burak Aksak’ın kaleme aldığı öyküleri okurken İstanbul’u yüksek bir binanın çatısından seyrediyor hissine kapılacaksınız. Birbirinden değişik karakterlerle oturup uzun uzun sohbet etmek isteyeceksiniz. Dahası evvelce kaçtığınız, görmezden geldiğiniz her şeyle yüzleşeceksiniz.
İyi okumalar diliyoruz.