20.yüzyıl kadın hareketinin önde gelen isimlerinden “Simone De Beauvoir“ın “Bütün İnsanlar Ölümlüdür” isimli romanı Alfa Yayınları’ndan çıktı. Kitabı dilimize Işık Ergüden çevirmiş. Simone De Beauvoir kimdir diye merak edenlere yazarımızı kısaca tanıtalım. Simone De Beauvoir 1908 yılında Paris’te doğmuş. Yazarın sağlam bir eğitim hayatı bulunmakta. 1925 yılında Matematik, Felsefe, Edebiyat ve Dil alanlarında yüksek öğrenime başlıyor ve 1928 yılında Sorbonne Üniversitesinden diploma alan 9 kadından biri oluyor. O yıllarda hayat arkadaşı Fransız yazar ve düşünür Jean Paul Sartre ile tanışıyor ve bu birliktelik Sartre’ın 1980 yılındaki ölümüne kadar devam ediyor. Simone De Beauvoir hayatının uzun bir bölümünde öğretmenlik yapıyor. 1943 yılında yazmış olduğu “Konuk Kız” isimli edebi eserinden sonra hayatını sadece yazarak sürdürüyor. Kitapları arasında “Başkalarının Kanı” bugün sözünü ettiğimiz “Bütün İnsanlar Ölümlüdür” 1954 yılında Goncourt Ödülü kazandığı “Mandarinler”, “Güzel Görüntüler”, “Yıkılmış Kadın” ilk zikredilmesi gereken eserleri. Ayrıca 1949 yılında yayınlanan “İkinci Cins” isimli kitabıyla dünya çapında feminist harekete kaynak olmuş bir yazar. Kitaplarının dışında çok sayıda felsefi ve teorik metni de bulunan Simone De Beauvoir 1986 yılında hayata veda etmiş.
Bütün insanlar ölümlüdür, aslında ölümsüzlük üzerine yazılmış bir roman. Romandaki kahramanımız Regine güzel ve oldukça da hırslı bir oyuncudur. Regine’nin hayatı Fosca ile tanıştığında değişmeye başlar. Fosca hakkındaki gerçekleri öğrenmesi ile bir saplantının içerisine çekilir. Fosca 600 yaşında ölümsüzlüğe lanetli bir adamdır ve Regine’nin başarıları da bu lanetli adamın hatıralarında ölümsüz olacaktır. Fosca yaşamını anlattıkça Avrupa tarihinin önemli olaylarına Regine de tanıklık eder. Dinledikçe de umut, sevgi, korku, aşk gibi insani duyguların ölümsüz bir insanda nasıl yavaş yavaş solup gittiğine, yok olduğuna tanıklık eder.
İyi okumalar diliyoruz.