Brezilyalı yazar “Jose Mauro de Vasconcelos“un “Japon Sarayı” isimli romanı Can Yayınları‘ndan bir baskı daha yaptı. Kitabı dilimize İnci KUT çevirmiş. Japon Sarayı‘ nın özetine geçmeden önce Jose Mauro de Vasconcelos kimdir, eserleri nelerdir kısaca tanıtalım.
Jose Mauro de Vasconcelos kimdir
Yazar Jose Mauro de Vasconcelos 1920 yılında Rio De Janeiro’nun küçük bir köyünde doğmuş. Babası Portekizli annesi ise Kızıldereli. Küçüklüğünden beri Kızıldereli ve Portekiz kültürünün etkisinde kalmış. İlk öğrenimini küçük bir kasaba olan Natal’da amcasının yanında bitirmiş. Daha sonra Tıp Fakültesi’ne başlamış ancak iki yıl sonra üniversiteyi bırakarak Rio De Janeiro’ya gitmiş. Burada bir süre boks ile ilgilenen Vasconcelos daha sonra tarım, balıkçılık gibi işlerde de çalışmış. 1984 yılında hayatını kaybetmiş.
Jose Mauro de Vasconcelos’un yazarlık kariyeri, genellikle Brezilya’nın sosyal gerçekleri, yoksulluk, çocukluk ve insan ilişkileri üzerine odaklanan eserlere imza attığı 1950’lerden itibaren başlamış. En bilinen eseri “Meleklerle Yan Yana” (O Meu Pé de Laranja Lima). Eserde küçük bir çocuğun yaşadığı zorluklar ve duygusal deneyimleri dokunaklı bir şekilde anlatılmakta. Bu eser, dünya genelinde genç okuyucular arasında popülerlik kazanmış. “Yaban Muzu” ve “Kayığım Rosinha” Vasconcelos’un çocukluk ve gençlik dönemindeki diğer önemli eserleridir.
Jose Mauro de Vasconcelos’ un eserleri
Yazarın başlıca eserleri şöyle. Yaban Muzu, Beyaz Toprak, Kayığım Rosinha, Şeker Portakalı, Güneşi Uyandıralım ve Delifişek. Hemen hatırlatalım, Şeker Portakalı, Güneşi Uyandıralım ve Delifişek üçleme kitap serisi. Şeker Portakalı ve Güneşi Uyandıralım‘ın tanıtımlarına da sitemizden ulaşabilirsiniz.
Japon Sarayı’ nın Özeti
“Japon Sarayı” (O Palácio Japonês), Vasconcelos’un 1968 yılında yayımlanan romanıdır. Bu eser, Vasconcelos’un diğer eserlerinde olduğu gibi, duygusallık konusunu ve içsel çatışmaları işler. Roman, bir yetimhanede büyüyen ve zorlu bir çocukluk geçiren Pepe adlı genç bir çocuğun hikayesini anlatır. Pepe, yetimhanedeki yaşamın zorluklarına ve sıkıntılarına karşı direnç gösterir. Bir gün, Pepe Japon Büyükelçiliği’nin bir çalışanı tarafından fark edilir.
Japon Büyükelçiliği’nde çalışan bu kişi, Pepe’yi Japon kültürü ve gelenekleriyle tanıştırır. Bu tanıtım, Pepe’nin yaşamında bir dönüm noktası olur. Ona yeni bir perspektif kazandırır. Japon kültürü ve güzellikleri, Pepe’nin iç dünyasını zenginleştirir ve ona umut verir.
Roman, Pepe’nin Japon kültürüne duyduğu hayranlık ve bu kültürle kurduğu bağ üzerinden genişler. Kitap, sadece bireysel bir büyüme hikayesi değil, aynı zamanda farklı kültürler arasındaki anlayış ve bağlantıyı ele alan bir eserdir.
“Japon Sarayı,” Vasconcelos’un duygusal derinlik, hayal gücü ve insanın içsel gücüne odaklanma tarzını sürdürür. Roman, yazarın diğer eserleri gibi, genellikle zorlu yaşam koşulları altında büyüyen karakterlerin içsel keşiflerine odaklanarak okuyucuya güçlü bir duygu deneyimi sunar.
İyi okumalar diliyoruz.