“Şebnem İşigüzel“in son romanı “İyilik” İletişim Yayınları’ndan çıktı. Şebnem İşigüzel kimdir diye merak edenlere yazarımızı kısaca tanıtalım. Şebnem İşigüzel 1973 yılında Yalova’da doğmuş. İstanbul Üniversitesi Antropoloji bölümü mezunu. Gazeteciliğe 17 yaşında başlıyor. Birçok dergi, gazete ve televizyon kuruluşunda muhabirlik ve editörlük yapıyor. Şebnem İşigüzel’in ilk öykü kitabı Hanene Ay Doğacak 1993’te yayınlandı ve aynı yıl Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü kazandı. Ardından Öykümü Kim Anlatacak isimli kitabı geldi. 1996’da ilk romanı Eski Dostum Kertenkele yayınlandı. İşigüzel 2017 yılında Gözyaşı Konağı-1876 adlı romanıyla Duygu Asena ödülünü kazandı.
İyilik’te romanının anlatıcısı da olan kadın kahraman bir diş hekimi. Kocası ve kocasının engelli kızı ile bazı sorunları var. Hayatı pek parlak görünmüyor. Daha kötüsü kanser teşhisi koyuluyor. Şebnem İşigüzel romanının karakterini şöyle anlatmış verdiği bir röportajda. Yolun sonuna geldiğinde insanın epey karışık duyguları olmalı. İsyan, öfke, itiraz, niye ben sorusu. Ama benim kahramanım farklı bir ruh haline sahip diyor İşigüzel. O ilkin şaşırtıcı bir sükunetle kabulleniyor ölecek olmayı. Aslında zaten hiç yaşamamış olduğunu düşünüyor ya da bizi de kandırıyor böyle söyleyerek. Yaşamak uğruna çok şey yaptığını ve şimdi ipten düşen cambazın kendisi olduğunu anlıyor çünkü. Hayatını ne uğruna yaşadığını düşünüyor herkes gibi. Romana dair de şöyle demiş Şebnem İşigüzel. Ben küçük bir insan ömrüne güzelleme yapmak istedim. Dümdüz söyleyecek olursam günahıyla sevabıyla bir hayat hikayesi. Sevilmek ve ayakta kalmak isteyen isyan eden ve yenilen bir hayatı anlatıyor.
“Hayatımın değişmesine çok az zaman kalmıştı ve ben bundan
habersizdim. Yaz sonu kanser olduğumu öğrenecektim. Bütün
bunların öncesinde yaz kötü başlamıştı. Sebebi özel hayatımdı.
Hatta bizzat kendim. Bir anlamda geçmişim.”
Metropolün alışıldık düzeni, harcayan ve harcatan tıkırdaması.
Markalar, modalar, bambaşka kokular… Güzel paralar… Batan
gemide ölmeye hazırlanan bir kadın. Şahane bir pozcu, maharetli
bir yalancı. Koparıp aldığı, sahip olduğu tek umut için sürükleniyor
koca İstanbul’da… Külkedisinin bile ayakkabısı var. Hem, ışık bir kere
düşüyor insanın üstüne.”
İyi okumalar diliyoruz.