Victor Hugo - Bir İdam Mahkumunun Son Günü - Tubizu.com

Victor Hugo – Bir İdam Mahkumunun Son Günü

Fransız edebiyatının ünlü isimlerinden olan ve ülkemizde de kitaplarına fazlasıyla ilgi gösterilen yazarlardan olan “Victor Hugo” nun “Bir İdam Mahkumunun Son Günü” isimli kitabı Can Yayınları‘ndan yeni bir baskı yaptı. Kitabı dilimize Erhan Büyükakıncı çevirmiş. Kitabın özetine geçmeden önce Victor Hugo kimdir kısaca tanıtalım.

Victor Hugo kimdir

Uzun ismiyle Victor Marie Hugo, 26 Şubat 1802’de Fransa’nın Besançon şehrinde doğmuş. Ailesi, babası Joseph Leopold Sigisbert Hugo’nun Fransız ordusunda general olmasından dolayı sürekli yer değiştirmiş. Bu nedenle Hugo’nun çocukluğu, Paris, Napoli ve Madrid gibi farklı şehirlerde geçmiş. Hugo, çocukluğundan itibaren edebiyata, yazmaya ilgi duymuş. Victor Hugo’nun edebi kariyeri, genç yaşlarda yazdığı şiirlerle başlamış. 1820’de “Odes et Poésies Diverses” (Od’lar ve Diğer Şiirler) adlı ilk şiir koleksiyonu yayımlanmış. Bu arada romantik akımın etkisi altında kalmış. Duygusal ve coşkulu bir dil kullanarak o dönemin toplumsal sorunlarına dair eserler vermeye başlamış.

Zamanla romantik akımın önde gelen isimlerinden biri olmuş. Duygusal yoğunluk, epik öyküler ve toplumsal eleştirilerle dolu eserler vermeye devam etmiş. Yazarın “Notre-Dame de Paris” gibi eserleri, mimari ve toplumsal konuları birleştiren döneminin önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilmektedir.

Victor Hugo, sadece bir yazar değil, aynı zamanda politik bir figür. 1848 Devrimi’nde aktif olarak rol almış. Napolyon’un devlet başkanlığına gelmesinin ardından ona karşı açıkça tavır almış. Bu durum, Hugo’yu sürgüne sürüklemiş. Hugo’nun sürgün yılları, en ünlü eseri olan “Les Misérables”i (Sefiller) yazdığı döneme denk gelmektedir.

Hugo, sürgünden döndükten sonra II. Napolyon’un yönetimine de karşı çıkmış. Cumhuriyetçi bir politika benimsemiş. Paris Komünü sırasında bir süre hükümette görev almış. Ancak bu dönemdeki politik olaylar onu bir kez daha sürgüne sürüklemiş.

Victor Hugo, 22 Mayıs 1885 tarihinde hayatını kaybetmiş. Ölümünden sonra, Hugo’nun cenazesi Fransa’nın dört bir yanından gelen halkın yoğun katılımıyla gerçekleşmiş. Hugo, hem edebi mirası hem de siyasi duruşu ile Fransız kültüründe önemli bir figür olarak hatırlanmaktadır. Eserleri dünya çapında saygı görmekte ve geniş bir okuyucu kitlesi tarafından sevilerek okunmaya devam etmektedir.

Victor Hugo’nun eserleri

Şiirleri:

Doğulular, Cezalar, Müthiş Fil, Dede Olma Sanatı, Bu Çiçek Senin İçin, Diana, Dilenci, Sonbahar Yaprakları, Fransa, Kadına Sitem, Gelin Böceği, Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı,  Asırların Efsanesi, Söylesem Söyleyebilsem Ah Derdimi, Aşk Dilencisi, Dalıp Gitmeler, Aşkımın Aşkı.

Tiyatro oyunları:

Mary Tudor, Burgrave’lar, Lucreca Borgia, Kral Eğleniyor, Ruy Blas, Hernani.

Romanları:

İdam Mahkumunun Son Günü, Notre Dame’ın Kamburu, Sefiller, Deniz İşçileri, İhtiyar Balıkçı, İzlanda Hanı, 15 Yaşındaki Bir Kaptan, Nişanlıya Mektuplar.

Diğer eserleri:

Ren, Küçük Napolyon, Sürgünden Önce, Sürgünden Sonra, Sürgünden Bu Yana, Bir Suç Öyküsü, Alpler ve Pireneler, Fransa ve Belçika, Görülen Şeyler, Doksan Üç İhtilali.

Bir İdam Mahkumunun Son Günü’ nün özeti

Bir İdam Mahkumunun Son Günü, bir novelladır. Eser, bir mahkumun idam gününe odaklanır. Ölüm cezasının insan üzerindeki etkilerini ve toplumsal eleştirileri ele alır.

Eserde, idam gününe kadar isimsiz bir mahkumun yaşadığı içsel çatışmalar anlatılmakta. Mahkum, suç işlediği için idama mahkum edilmiştir. Hikaye, idamdan önceki son gününde onun düşünceleri ve duyguları etrafında döner.

Mahkum, hikayenin başında idamın kaçınılmaz olduğunu ve kendisine verilen cezayı hak ettiğini kabul eder. Ancak, ölümle yüzleştikçe, içsel bir çatışma başlar. Mahkum, yaşamının son anlarında hayatın değerini ve idamın insanlığın üzerindeki ağırlığını düşünmeye başlar.

İdam odasına götürülmeden önceki süreçte çeşitli insanlarla, mahkeme yetkilileriyle ve din adamlarıyla etkileşimde bulunur. Bu etkileşimler, mahkumun iç dünyasının zenginleşmesine ve idam cezasının etik boyutlarına dair düşüncelerini derinleştirmesine katkıda bulunur.

Eser, mahkumun duygusal çıkmazını ve yaşamına son verilme sürecinde yaşadığı zorlukları vurgular. Hugo, bu eserinde idam cezasını sorgulamaktadır. Bununla birlikte insan hakları, etik ve vicdan gibi konulara odaklanarak toplumsal eleştiride bulunmaktadır.

Sonuç olarak Bir İdam Mahkumunun Son Günü, insanlık, adalet ve ölüm cezası gibi evrensel temaları işleyerek okuyucuyu derin düşüncelere götürmeyi amaçlayan bir eser.

İyi okumalar diliyoruz.

Yorum yapın

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com