“Amin Maalouf“un yeni kitabı “Uygarlıkların Batışı” Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı. Kitabı dilimize Ali Berktay çevirmiş. Uygarlıkların Batışı’nın özetine geçmeden önce Amin Maalouf kimdir kısaca tanıtalım.
Amin Maalouf 1949 Beyrut doğumlu. Katolik Arap bir aileye mensup. Babası Rüşdi Maalouf yazar, öğretmen ve gazeteci. Amin Maalouf eğitimini Beyrut’taki Fransız okullarında tamamlamış ve yine bu şehirde bulunan Fransız Üniversitesi’nde sosyoloji ve ekonomi eğitimi görmüş. Üniversite eğitimi sonrasında yerel Beyrut gazetelerinde yazarlık ve yöneticilik yapmaya başlayan Amin Maalouf, bu görevi esnasında Hindistan, Bangladeş, Somali, Kenya, Etiyopya, Yemen ve Cezayir gibi pek çok ülkeye gitme ve buralarda gözlem yapma fırsatı bulmuş. Nitekim o dönemdeki yazılarında genellikle buralardaki savaş ve etnik çatışmaları konu almış, çözüm yollarına kafa yormuş. 1975’te Lübnan İç Savaşı başlayınca Maalouf ailesiyle birlikte Fransa’ya mülteci olarak yerleşmiş.
Amin Maalouf, 1983 yılında yayımladığı ilk kitabı Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri ile uluslararası arenada tanınmış. Kitabı pek çok dile çevrilmiş. Ardından Afrikalı Leo, Semerkand, Işık Bahçeleri ve Beatris’ten Sonra Birinci Yüzyıl, Yüzüncü Ad gelmiş. 1993’te yayımlanan Tanios Kayası ile Goncourt Akademisi Edebiyat Ödülü’nü kazanmış. Amin Maalouf 1996’da yazdığı Doğunun Limanları’nın ardından deneme türü eserlere yönelmiş. Ölümcül Kimlikler ve özellikle 2009’da yayımlanan Çivisi Çıkmış Dünya çok ilgi görmüş. Uygarlıkların Batışı Amin Maalouf’un deneme türündeki ikinci eseri.
Uygarlıkların Batışı’nın Özeti:
Uygarlıkların Batışı’nın adından da anlaşılacağı gibi halihazırdaki dünya düzeni ile uygarlıkların batışını ve nasıl bir enkaza doğru ilerlediğimizi anlatıyor bizlere. Dünyanın en büyük gücü olan Amerika’nın bu gücüne rağmen güvenilirliğini nasıl kaybettiğini, tüm dünyadaki sınırları kaldırma projesinin pilot bölgesi olan Avrupa’da Avrupa Birliği’nin parçalanarak kaldırılan sınırların yavaş yavaş yeniden çizildiğini, yüzyıllardır savaşların bir türlü bitmediği Ortadoğu ve Arap dünyasının yavaş yavaş derin bir krize doğru nasıl sürüklendiği, dünyada siyasi ve ticari hayatta adlarından daha çok söz ettirecek olan Çin, Hindistan veya Rusya gibi büyük ülkelerin Amerika’nın karşısında yeni bir güç olma çabalarını anlatıyor kitap bize.
Bahsettiğimiz şeyler gerçekten karamsar bir tablo aslında. Amin Maalouf Çivisi Çıkmış Dünya’yı “Her şeye rağmen birbirimize saygı duymayı ve birlikte yaşamayı başarmak isteyenler için bir tür pusula” diye tarif etmişti. Belli ki artık onun da vaat edeceği bir pusulası kalmamış.
İyi okumalar diliyoruz.