Profesör Doktor “Erkan Göksu“nun “Selçuklular” isimli kitabı Kronik Kitap’tan çıktı. Kitabın alt başlığı “Muhteşem Çağın Mütevazı Çocukları” Selçuklular’ın özetine geçmeden önce Prof.Dr.Erkan Göksu kimdir kısaca tanıtalım. Profesör Göksu, bütün akademik kariyerini Genel Türk Tarihi ve daha ziyade Selçuklu Tarihi üzerine inşa etmiş bir bilim insanı. 1976 yılında Malatya’da doğmuş. Orta öğrenimi Malatya’da üniversiteyi ise Erciyes Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde tamamlamış. 1999 yılından itibaren Kırıkkale Üniversitesinde çalışmaya başlayan Erkan Göksu 2004 yılında Türk Kültüründe Silah konulu tez ile yüksek lisansını, 2008 yılında da Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ortaçağ Tarihi Anabilim Dalında doktorasını tamamlamış. 2013 yılında doçent, 2019 yılında da profesör olan Erkan Göksu halen Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde görev yapmaktadır. Başlıca eserleri: Türk Savaş Sanatı, Berzem, Bilge Vezir: Nizamülmülk, Gazneliler Ravzatu’s-Safâ, Okla Yükselen Millet , Türk Hükümdarlık Sanatı, Türk Kültüründe Silah, Selçuklu’nun Mirası Gulâm ve Iktâ, Çocuklar İçin Kutadgu Bilig, Selçuklular.
Selçuklular’ın Özeti:
Selçuklular Muhteşem Çağın Mütevazi Çocukları Profesör Doktor Erkan Göksu ile yapılmış bir nehir söyleşi. Söyleşide Büyük Selçukluların Türk tarihinde hangi kırılma dönemine denk düştüğü, İslama geçiş ve Türklerin Anadolu’ya geliş süreçlerinin nasıl başladığı, devlete adını veren Selçuk Bey’in hikayesi, Alparslan’ın liderlik vasıfları, Nizamülmülk gün vezirlik yaptığı dönemin özellikleri gibi konular teferruatla ele alınmış. Türk tarihine özellikle de Selçuklu tarihine ilgi duyanların kaçırmaması gereken kaynak bir eser Selçuklular.
Tanıtım Yazısı:
Kitabın tanıtım yazısında şu ifadelere yer verilmiş. “Bu kitâb, mevcûd Türk târih yazımından tamâmen farklı olarak ele alınmıştır. Bu yönüyle İslâmiyet’den evvelki Türk târih yazımında devrim niteliğinde bir eser mâhiyetindedir. Bilindiği üzere Türk târih araştırıcıları bizlere on altı adet Türk devleti olduğu tezini ortaya atmışlardır. Bu gerçekten böyle midir? Türk kime denir ve ne mânâya gelir? Türk ırkının soyu nereye dayanıyor? Türklerin anayurdu Orta Asya mıdır? Gibi sorulara; arkeolojik, antropolojik, lengüistik, geografik deliller ile rivâyet mâhiyetli bilgilere dayanan cevâpları ihtivâ etmesinden başka İslâmiyet’den evvel Türklerin başlangıcından 8. Yy Uygur devrine kadar bilinen ve bilinmeyen yönlerini akıcı ve eleştirel bir uslûb ile aktarır. İsmi ve eski çağlarda bir Müslümân târihçinin elinden çıktığını andıran İslâmî muhtevâsı ile şâyân-ı dikkatdir.
Kitâbın en önemli yanı, Türk insanının âciz yönlerini yüzüne vurması ve ne yapması gerektiğini edebî bir üslûb ile belirtmesidir. Binâenaleyh yalnızca bir târih kitâbı değil, aynı zamânda hiciv barındıran bir nasihatnâme niteliği de vârdır. Her şeyden evvel her Türk’ün okuması gerektiğini düşündüğüm bu nâçizane eser, eski Türkler ile ilgili merâk edilen bilgiyi aktaracak ve siyâsî târih araştırmacılarının ilgisini cezb edecek derecede mücehhez bir şekilde tasarlanmıştır. Öyle ise, bu kitâb ile Türk’ün İslâmiyet’den evvelki devirlerine, daha isâbetli ve ilginç tesbîtlerle muazzam bir yolculuğa hazırlanın!”
İyi okumalar diliyoruz.