Gülten Akın Anısına
Bu yazımızda 4 Kasım 2015’te kaybettiğimiz büyük şair Gülten Akın’ı anlatmak istedik. Gülten Akın kimdir, Gülten Akın’ın yaşamı nasıl geçmiştir, Gülten Akın’ın hayat hikayesi, Gülten Akın’ın şiirleri, Gülten Akın’ın kitapları… Bu ve bunun gibi bir çok konuya değineceğiz Gülten Akın ‘la ilgili.
Gülten Akın, 1950’lerden itibaren şiir dünyasında sesi hiç eksik olmayan, deyim yerindeyse şairlerin annesiydi. Ya da şiirin annesi. Şiire başladığı yıllarda, yani 1950’lerde İkinci Yeni’nin şiir anlayışına daha yakınken, yıllar içinde, özellikle 1960’lara, 1970’lere gelindiğinde İkinci Yeni’nin zengin anlatım imkanlarını da kullanarak toplumcu bir şiirin başlıca temsilcilerinden biri oldu. Kendisiyle yapılan bir röportajda şiirini tanımlarken şunları söylemiş Gülten Akın “İster bireyci ister toplumcu duyarlığı yansıtsın, her şiirim yaşamdan çıkmıştır. Her dizenin hayatımda, hayatımızda bir karşılığı vardır. Yazdıklarımın yeniden yadırganmadan hayata katılması bundandır.”
Gülten Akın’ın Kimdir
Gülten Akın 23 Ocak 1933 Yozgat doğumlu. Yozgat’ın Sorgun ilçesinde ilk öğrenimini tamamlamış. Ailesi 40’lı yıllarda Ankara’ya göç etmiş. Gülten Akın önce Ankara Atatürk Anadolu Lisesi’ni okumuş. Daha sonra da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirmiş. 1956’da Yaşar Can Koçaklı evlenmiş ve bu evlilikten beş tane çocuğu olmuş. Eşinin kaymakam olması sebebiyle pek çok yer gezmiş Anadolu’da. 1958’den 1972 yılına kadar Kahramanmaraş, Van-Gevaş, Giresun-Alucra, Sinop-Gerze ve Tekirdağ- Saray’da hem avukatlık hem de öğretmenlik yapmış.
Gülten Akın, 1972 yılında Ankara’ya yerleştikten sonra Türk Dil Kurumunda bir süre çalışmış. Daha sonra Kültür Bakanlığı Yayın Danışma Kurulu üyeliğinde bulunmuş. Birçok demokratik kuruluşta yer aldıktan sonra 1978’de kendi isteği ile emekliye ayrılmış. Yaşamının son yıllarını ağırlıklı olarak Burhaniye Ören’de geçirmiş.
Şiirleri pek çok dile çevrilen ve 40’tan fazla şiiri bestelenen Gülten Akın, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın 2008 yılındaki vefatından sonra Milliyet gazetesinin yaptığı bir araştırmada en fazla oyu alarak yaşayan en büyük Türk şairi olarak gösterilmiş.
Gülten Akın’ın Kitapları
Gülten Akın’ın kitaplarını nelerdir sorusunu yanıtlayacak olursak; Rüzgar Saati, Kestim Kara Saçlarımı, Sığda, Kırmızı Karanfil, Maraş’ın ve Özdeş’in Destanı, Ağıtlar ve Türküler, Seyran Destanı, İlahiler, Sevda Kalıcıdır, Sonra İşte Yaşlandım, Sessiz Arka Bahçeler, Uzak Bir Kıyıda. Son kitabı ise 2013’te yayımlanan Beni Sorarsan.
Haydar Gülen’in Kaleminden Gülten Akın
Gülten Akın’ın vefatından sonra Haydar Ergülen, Akın’ın sonraki kuşaklar üzerindeki etkisini şöyle yazmıştı. “Hepimizi gizli bir su gibi dolaşıyor şiirleri. Etkisi de öyle. En azından 1980’lerden bugüne şiir yazanlara bakıyorum. Hepimiz ondan öyle etkilenmiş ki, etkilendiğimiz şairler arasında adını saymıyoruz. Çünkü bunun doğal bir şey olduğuna inanıyoruz. Ortak etki, doğal etki ya da doğal kaynak, doğal inanç. Onun şiirinin inceliğinin sadece bir jest değil, aynı zamanda büyük bir rest olduğuna dair inancımız da ortak ve doğal sanki.”
Yaşar Kemal’in hayatını ve eserlerini okumak isterseniz burayı tıklayabilirsiniz.
Murat Meriç’in Hatırası
Murat Meriç de bir hatırasını anlatmış vaktiyle. Çok içe dokunan bir hikaye. Gülten Akın inceliğinin, sıcaklığının hikayesi. 1990 yılında Ankara’da sanat kurumunda düzenlenen bir imza ve söyleşi gününe dair Meriç’in anısı. Anısı şöyle:
”Heyecanlı olduğum bir gün. O güne dek yayımlanan bütün şiirlerini toplayan Seyran’ın ilk baskısını elime alarak gitmiştim. Söyleşinin sonunda usulca yanaşmış kitabı imzalatmıştım. Değerli Murat Meriç için Şiir sıcaklığıyla diyerek imzaladığı kitap en değerlilerimden. 18 yaşındaydım. İlgilenmiş ve uzun uzun sorular sormuştu. Nereli idim. Neden Ankara’daydım? Kitabını ne zaman almıştım? Tek tek cevap verdim. Kimya mühendisliği okuduğumu öğrenince, oradaki boş kağıtlardan birini alarak bilimin aydınlığını şiirin ışığıyla birleştiren genç arkadaşım diye başlayan bir uzun paragraf yazdı, imzaladı ve bana verdi. Sakla ilerde Gülten Teyzem vermişti dersin. Belki beni hatırlarsın demişti uzatırken. Ellerine sarıldığını hatırlıyorum. Galiba ağlıyordum da sessiz, sessiz. Onu, hediyesini hiç unutmadım. Ölene kadar da unutmayacağım. Zira o güne dek değil, her dem aldığım en güzel hediyelerdendir.”
Yazımızın sonuna gelirken büyük şair Gülten Akın’ı onun bir şiiriyle uğurlayalım.
UZUN YAĞMURLARDAN SONRA
Sen yağmurlu günlere yakışırsın
Yollar çeker uzak dağlar çeker uzak evler
Islanan yapraklar gibi yüzün ışır
Işırsa beni unutma
Alır yürür sıcak mavisi gökyüzünün
Kuşlar döner uzun yağmurlardan sonra bir gün
Bir yer sızlar yanar içinde büsbütün
Her şeye rağmen ellerin üşür
Üşürse beni unutma
Yeni dostlar yeni rüzgârlar gelir geçer
Yosun muydum kaya mıydım nasıl unuttular
Kahredersin başın önüne düşer
Düşerse beni unutma