Amerikan modernist edebiyatının öncü isimlerinden “William Faulkner“ın “Ses ve Öfke” isimli kitabı ilk basıldığında oldukça beğenilmişti. Kitabın önümüzdeki günlerde Yapı Kredi Yayınları‘ndan yeni bir baskısı çıkacak. Ses ve Öfke’ nin özetine geçmeden önce William Faulkner kimdir kısaca tanıtalım.
William Faulkner kimdir
William Faulkner 1897 Mississippi doğumlu. Buradaki güney geleneğinden fazlasıyla etkilendiği bir çocukluk geçirir. Liseyi terk ettikten sonra nişanlısından da ayrılır. Büyük bir üzüntü ile bir arkadaşının yanına New Heaven’a gider. Burada bir yandan katiplik yaparken bir yandan da klasikleri ve çağdaş yazarları okumaya başlar. Bu sayede Melville, Cervantes, Dostoyevski ve Conrad‘ın büyük hayranlık duyduğu eserleriyle tanışır. Bir zaman sonra Oxford’a geri döner. Mississippi Üniversitesi’ne girer ama yarıda bırakıp 1921’de New York’un yolunu tutar. 1925’te New Orleans’ta Sherwood Anderson ile tanışır ve deyim yerindeyse çırağı olur.
William Faulkner, Sherwood Anderson’un yönlendirmesiyle 1926’da Türkçeye Aşk ve Ölüm olarak çevrilen ilk romanı Soldiers Pay’i tamamlar. 1929’da yazdığı Sartoris’te daha sonra da romanlarında hep rastladığımız hayali güney kasabası Yoknapatawpha‘ yı ilk kez kullanır. Aynı yıl yayımlanan ünlü eseri Ses ve Öfke ile büyük bir başarı kazanır.
Bir yıl sonra yine bir başka başyapıtı Döşeğimde Ölürken gelir. Yaşadığı maddi sıkıntılar yüzünden zaman zaman Hollywood’da senaryo yazarlığı da yapar. William Faulkner, 1949 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü, 1955’te ise Pulitzer Ödülü’nü kazanır. 1962’de geçirdiği bir kalp krizi sonucu hayata veda eder. Romanlarında bilinç akışı ve çoğul anlatı gibi teknikler kullanmıştır. Temel meselesi gelişen sanayi kapitalizmi karşısında güney eyaletlerinde eski düzenin yıkılışıdır. Ayrıca, sosyal ve kültürel çöküntü karşısında bireylerin içine düştüğü durumları da göz önüne serer.
William Faulkner’ın Türkçeye çevrilen eserlerinden bazıları:
- Aşk ve Ölüm
- Sartoris
- Ses ve Öfke
- Döşeğimde Ölürken
- Doktor Martino
- Ağustos Işığı
- Abşalom Abşalom
- Kurtar Halkımı Musa
- Emily’ye Bir Gül
Ses ve Öfke’nin Özeti
“The Sound and the Fury,” William Faulkner’ın 1929 tarihli romanı, Amerikan Güneyi’nde çöken bir ailenin trajik hikayesini anlatır. Compson ailesi, geçmişin yükü altında kırılmış ve parçalanmış bir durumdadır. Roman, ailenin içsel çatışmalarını, geçmişin hayaletleriyle yüzleşme çabalarını ve zamanın göreceli doğasını ele alır.
Hikaye, dört farklı bölümden oluşuyor ve her biri farklı bir karakterin bakış açısından anlatmakta. İlk bölüm, zihinsel engelli Benjy’nin perspektifinden gelir ve zamansal bir çerçeve içinde olayları anlamak zorlaşır. İkinci bölüm, ailenin trajik figürlerinden biri olan Quentin’in içsel monologlarına odaklanır ve onun aile geçmişiyle olan karmaşık ilişkilerini inceler.
Üçüncü bölüm, ailenin maddi çöküşüne ve Jason’un bakış açısından olaylara odaklanır. Jason’ın öfke ve acı dolu perspektifi, ailenin içsel ve dışsal çatışmalarını yansıtır. Son bölümde ise, ailenin hizmetçisi Dilsey’in gözünden olaylara bakılmakta. Dilsey, ailenin çöküşüne şahit olan bir dış gözlemci olarak, hikayenin sonlandığı Jefferson’a doğru yapılan yolculuğu değerlendirir.
Romanın temaları arasında geçmişin yükü, aile bağları, ırk ilişkileri, ve zamanın göreceli doğası ön plandadır. Faulkner’ın dil kullanımı, içsel monologları ve zamansal atlamalarıyla eser, modernist bir anlatım tarzının önemli örneklerinden biridir.
“The Sound and the Fury,” karmaşık anlatımı, derin karakter analizi ve Güney Amerika toplumunun değişen dinamiklerini ele almasıyla, Amerikan edebiyatının en önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilir.
İyi okumalar diliyoruz.